Hoşgeldiniz

Erdal Bila, 1967 Erzurum/Aşkale doğumludur. Eğitimini Erzurum ve İstanbul’da tamamladıktan sonra iş hayatına atıldı. Uzun yıllar ticaretle uğraştı. 2021 yılında edebiyat hayatına adım atan Bila’nın çeşitli dergilerde şiir ve öykülerini paylaşılmaktadır.

Pelerinsiz Kahramanlar

“Gazeteci Dünyayı Ayağınıza Getirir.”

“Gazetecilik” kelimesi kulağa sıradan bir meslek tanımı gibi görünse de ardında gerçeği ortaya çıkarma tutkusuyla dolu bir dünya saklar. Her haber, her satır, her kelime bir insanın yüreğinden süzülen duyguların, yaşanmışlıkların ve tecrübelerin yankısıdır.

Okumaya devam et →

Asılı Kaldım

Ocağına düştüm yandım harına
Zulüm etme bana basma dalıma
Görüp de insaf eyle garip halime
Kırdığın dallarda asılı kaldım
Bilmem nedir isyanın nedir ahların
Arşa da ulaştı duymazsın vahlarım
Ben seni can yüreğimde saklarım
Kırdığın dallarda asılı kaldım
Anladım silmişsin yüreğinde beni
Ben senin aşkına içmişim demi
Aşkın deryasında battı bu gemi
Kırdığın dallarda asılı kaldım

Kirlendik

“Kan davası yerine aşk davası olsa da, herkes birbirini öldüresiye sevse.”
– Özdemir Asaf
 
“Kirlendik be Mansur. Ne gülüşümüz çocukluk gülüşleri kadar sahici, ne biz, ne de eşimiz dostumuz maskesiz. Çocuk yüreklerimiz kirlendi farkında mısın?”
Sahi ne zaman kirlendik tam olarak? Bu topraklarda yersiz yurtsuz ve aidiyetsiz hissedişimiz tam olarak nasıl başladı? Hangi ara kaybettik renklerimizi, sıkı sıkıya bağlı olduğumuz köklerimizden ne zaman koparıldık? Belki de kendimize hatırlatmamız gereken bir şeyler vardır. Ne dersiniz, hafızanızı tazelemeye hazır mısınız?
 
Erdal Bila, hayatın tam ortasından seslendiği öykülerle birey ve toplumun kirli gerçeğini yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor. Satır aralarında ise farklı yaşamlar yeşertip büyütüyor.
Aynı topraklara kök salmış biz insanoğulları ise öykülerde mutlaka kendinden bir parça buluyor ya da bir parçasını öykülerin en derin boşluğuna bırakıyor.

Türkü Ektim Dağlara/ Dilamin

Şiir, anayasaya aykırıdır; doğanın ahlakı kovduğu yerdedir; yasadışıdır.” demiş Cemal Süreya. Ben de kuralsızca, aklımın estiğince ve dahası ‘bence şiirler’ yazdım. 
Erdal Bila

Can Yana Yana

Öyle bir gülerek baktın ki gülüşünle
bakışın arasındaki
derin anlamlar taşıyan aşk acısını
görmemek körlük olurdu.

Bir Gören Var Mı ?

Her ömrün sonunda yanına gelen,
Azraili bilmem ki bir gören var mı?
Yaşadığın yanına kâr gerisi yalan,
Bunları bilmem ki bir gören var mı?

Kainatın işine akıl sır ermiyor,
Kötüler belasını neden bulmuyor.
Ağlayan garipler neden gülmüyor,
Bunları bilmem ki bir gören var mı?

Okumaya devam et →

Yolun Açık Olsun

Sen de benim gibi avun avutul
Unutmayı bilmem lakin unutul
Yağmurdan kaçarken doluya tutul
Dört mevsim kış yaşa yazın olmasın

Durma hiç üst üste sigaralar yak
Sonra albümdeki resimlere bak
Telefona sarıl dur ağlayarak
Bir alo demeye yüzün olmasın

Okumaya devam et →

Hem Sana Hem Bana

Hadi gelsen de beraber yürüsek
Sessiz sedasız çıkmaz sokaklarda
Terlemiş ellerini yüzüme sürsen
Duvarlara şiirler yazsak uzun uzun

Hışırdayan ağaçların altında geçsek
Aşkın kanunsuz adaletini şikayet etsek
Uykusuz gözlerimizi ovuşturup gülsek
Sarılıp koklasak derinden hayal kursak

Okumaya devam et →